''-Sükûta Mühürlenmiş Bir Aşk Hikayesi...''
Çok mutluydular...
Tencere yuvarlanmış kapağını
bulmuştu sanki....
Çok uyumluydular...
Sanki birbirleri için
Var edilmişlerdi...
Kader onları bir araya
getirmiş...
Alın yazısı yapmıştı
sanki…
O kadar emindiler ki
birbirlerinden...
Her gün şükrediyorlardı Allah'a...
Ceylan gözlüm derdi
hep çocuk...
Sensiz asla olmaz ...
Ben yaşayamam
sensiz diyordu kız...
Ama ikiside ağır karakterli..
Bir o kadarda gururlu insanlardı...
İnatçılıklarıda cabası...
Ansızın ayrılık çaldı kapılarını...
İkiside bilmiyordu nedenini...
Aşkım diyerek başlayan konuşma
Hakkını helal et diyerek bitmişti...
İkiside öfkeli...
Bir o kadarda gururlu...
Ödün vermeden
konuşuyorlardı birbirleriyle...
Boyun eğmeden...
Sanki 3 yıllık değil de iki günlük bir
ilişki gibi devam ettiler
konuşmaya...
'' Zaten olmazdı bizden'
dedi kız…
'' Ben bunu en başında anlamıştım
zaten'
dedi oğlan…
Biraz daha konuşsalar
nefret kusacaklardı birbirlerine...
Oğlan olacakların farkındaydı...
Çıkılmaz bir yola
girdiler...
Bitti dedi Çocuk..
Bitti...
İkiside rahat uyudu o gün...
En iyisini yaptım diyerek
uyudular o gün ikiside...
‘’Aklı başına gelir döner’
dedi kız sessizce
içinden...
''Dönmeyeceğim bu sefer'' dedi
oğlan...
''Yenik
düşmeyeceğim sevgime ...''
Sabah oldu…
Yarın oldu...
Derken
Bir hafta geçti aradan...
Sanki ayrıldıklarını
yeni öğrenir gibiydiler...
Bir acı, bir sızı...
İkiside aynı anda yutkundu...
Güneş kararmıştı sanki...
Bir boşluğa düştüler ikisi birden...
Nefes alışverişler hızlandı kalp
atışlarla birlikte...
'Özledim... 'dedi kız
‘Olsa da sarılsam’ dedi oğlan….
Sürekli birbirlerini
takip ettiler
Sosyal paylaşım sitelerinden…
En son ne zaman girmiş
diyerek gece geç saatlere kadar
beklediler birbirlerini...
Ayrıldıkları günkü
öfkenin yerini şefkat almıştı...
Ama gurur, onları
durduran küçük ama
koskocaman bir duvardı…
Aşılması en zor olan...
Birbirlerine belli etmemeye
çalıştılar...
Mutlu gibi göründüler..
Ama içleri hep bir hüzün...
Aradan tam bir ay geçti
uzaktan sevmeli...
Hiçbir gün görevler
aksatılmadı...
Bir şey paylaşmış mı ? ...
Bana bir söz
yazmış mı...
En son ne zaman girmiş ..
Kimle ne konuşmuş...
Ama artık dayanılmaz
bir hal aldı ayrılık...
Çok özlediler
birbirlerini...
''Bir merhaba yazsa' diyordu
kız...
'Bir kere arasa' diyordu
çocuk...
'Bir kere sarılabilsem...'
İkiside birbirlerine
yazdığı tek kelimelik
paylaşımlarla
idare ettiler aylarca...
Özlem...
Hatıralar sardı dört bir
yanlarını...
Bitmek bilmeyen
gece konuşmaları...
Sahil yürüyüşleri...
Gece gezmeleri...
Sürprizler...
Hep bir umut...
Birbirlerinden bir beklenti...
Ama bir türlü aşılamayan bir
gurur...
Karar verdi kız..
Yazacağım dedi..
Ne olursa olsun
kurtaracağım bu ilişkiyi...
Aldı telefonu eline...
''Merhaba Rıdvan... Nasılsın ?''
Tam gönderecekti
ki bugün bir şey unuttuğunu
fark etmişti…
Görevini
tamamlamak için çocuğun
profiline girdi...
Önce inanamadı...
Biraz daha baktı Tek kelimelik bir
yazıya…
''Efnan'ım yazıyordu...
Öfkeden deliye döndü kız…
Kendi adı Merve’ydi
Merve’mden
başkası haramdı ona...
Efnan’da kimdi..
Adı gibi kendisi de güzel miydi …?
Yedi bitirdi kendini...
Öfkesine yenik düştü...
Bir hışımla ne var ne yok
sildi bir kerede...
Oğlan bunları iki gün sonra
fark etti...
İçindeki rahatlığın
yerini birden korku aldı...
Ne olmuştu da birden
herşeyi silmişti…?
Başka birisimi vardı
acaba ?
Oğlan altta kalır mıydı
bunun...
Oda her şeyi sildi bir
kerede...
Günler haftaları…
Haftalar ayları kovaladı...
4.5 Ay geçti...
Oğlan içindekileri kâğıda kaleme
döktü günlerce...
Kız zayıfladı…
Saçları döküldü üzüntüden...
Yedi bitirdi kendini...
O kızla resmini
görürüm diye sormadı
kimseye bir şey….
Aynanın karşısına geçti kız...
Onun en sevdiği yere baktı...
Tam karşısına,
Gözlerine...
Derinden baktı...
Birden onun gözleri canlandı
Gözlerinin önünde...
Gözleri parlıyordu
karşısında...
Dokunmak istedi kirpiklerine...
Ama yoktu işte...
Oğlan silmeyi unuttuğu on altı
saniyelik ses kaydıyla idare etti
aylarca...
Sesinden canlandırdı
Merve’sini...
Ulaşmak istedi ama yapamadı…
Ya sevgilisi varsa…
Vardı emindi bu gerçekle
yüzleşmek istemedi...
Aylar yılları kovaladı...
3.5 yıl geçti...
Kız evlenmişti...
Çok zengin dediler kocası
için...
Sevmedi ama evlendi...
Dokunamadı ona ilk günler...
Hep o geldi aklına...
Rıdvan’ım...
Efnan’ı vardı şimdi onun...
Oğlan evlenmemişti ama bir kız
arkadaşı vardı...
Canan..
Yurtdışında tanışmışlardı...
Evlenmek hiç istemiyordu
oğlan...
Ama hayatın gereği buydu...
Evlenip bir aile kurması
gerekiyordu…
Aradan tam 7.5 yıl geçmişti...
''-Anne!' dedi
6 yaşındaki Talha
''-Karnım acıktı anne!'...
Kız çok güzelleşmiş...
Yaşlandıkça güzelleşen bir
güzelliğe sahipti..
Eşi Kaan ona her gün yeniden aşık
oluyordu...
Bir gün Kaan kızın saçlarını
aldı eline…
Okşamak istedi...
Ama
''Dokunma!'' dedi kız…
'Dokunma saçlarıma...
Saçlarımla oynanılmasından
hoşlanmam'' dedi...
O aklına geldi sonra...
Olsa da okşasa saçlarımı diyerek iç
geçirdi...
Alsa eline...
Koklasa...
Ama yoktu işte..
''-Efnan’ı vardı onun artık'...
Hiç öfkelenmedi bu sefer…
Çünkü çok merak ediyordu...
Nasıldı?
Çok özlemişti...
11 yıldır hiç görmemişti...
Aynanın karşısına geçti...
Gözlerine baktı...
Kıstı gözlerini...
Bekledi…
Ama yok...
Canlandıramadı Rıdvan’ını...
İlk kez hatırlayamadı parlayan
gözlerini…
Unutuyor muyum yoksa
dedi...
İçinde bir burukluk...
Yüreğini sıkmıştı biri sanki…
'Sahi nasıl biriydi ?'
'' Bir zamanlar en
sevdiğimdi...
Tek sevdiğimdi...
Şimdi hatırlayamıyorum bile...''
Almanya’dan yeni gelmişti
Rıdvan ve Canan birde
doğmamış kızları...
Canan 7 aylık hamileydi...
Türkiye’ye yerleşeceklerdi...
Ailesini özlemişti ...
Gurbet onu boğmuştu
artık...
Tek hayali olan müstakil
bir ev satın almıştı...
Üç katlıydı ev…
En üstte kendileri
Girişte anne ve babası yaşıyordu…
Türkiye’ye dönmüştü dönmesine
de...
Dönünce fark etti...
Hala unutamamıştı onu...
''-Nerelerdeydi
Ne yapıyordu
Nasıldı
Mutlu muydu ?...'
Evlendiğini öğrenmişti...
O pis elleri değiyor muydu
Kıyamadığı o bembeyaz tene? ...
Bananeydi...
Beni ilgilendirmezdi...
O başkasınındı artık...
Ama Çok özlemişti...
Ses kaydını açtı...
On altı saniyelikti...
Ama her saniyesi bir
Hayattı onun için...
''Hiç usanmadan dinlemişti yıllarca...
''Aşkım ‘diyordu...
Kayıttaki ince bir ses...
Ne kadarda içtendi…
''Utanırım söyleyemem''...
O an canlandı gözünde…
Yarı puslu bir görüntüyle…
Herhâlde şarkı söylemesini
istemişti…
Bekledi…
‘’Sahi o utangaç birisiydi...’’ dedi …
Kısık bir ses tonuyla...
Ürperdi birden...
İçi titredi oğlanın...
Zor hatırlıyordu artık…
Kızın sesi ona çok yabancı
gelmişti...
Gözleri doldu...
Akmadı hiç bir yaş...
Ama içi parçalandı...
Artık o bir yabancıydı...
Yıllar geçmişti artık...
Unutması gerekiyordu…
Yeni bir eşi bir ailesi vardı...
Doğacak olan kızını
düşündü...
Uzun zaman sonra ilk defa
bu kadar içten sevinmişti kızı
olacağını duyunca...
''-Türk yemeklerini özlemişim''
dedi Oğlan...
İştahla annesinin yemeklerini
yerken...
''-Afiyet olsun bitanem.
dedi Canan...
Buruk bir sesle…
''-He
bu arada,
kızımızın adını ne koyalım aşkım
karar verdin mi …? '' dedi Canan..
''- Efnan koyalım…''
''-Hmm…
Ne de güzel bir isimmiş'
''-Anlamı ne peki?
Geç gelen bir cevaptı…
''-Güzel gözlü demek'' dedi
Kısık bir sesle…
Sesinde boğulmuştu sanki...
''Güzel gözlüm ' dedi içinden...
Efnan'ım dedi..
Yine O aklına geldi...
....
Son
…
Hazırlayan
Rıdvan KOL
Teşekkürler...
....
Comments
Post a Comment